Genç Akademisyenlerden Başbakan'a Yanıt

İmza kampanyasının sahibi ile iletişime geç

Genç Akademisyenlerden Başbakan'a Yanıt isimli dilekçe hakkındaki bu tartışma konusu otomatik olarak oluşturuldu.

1903crazyhorse

#276

2012-02-11 04:55

1903crazyhorse izlemede çekinmeyin,çiğnemeyin,ne varsa koyun,pencere deyip geçmeyin
VE EN ÖNEMLİSİ MANYAL DİİL,GANYAN VERİN.. anlamayan akademisyen arkadaşlar,, at yarışları argosu.
nerde konu nerde ganyan argosu....bu konuyu biyerlerde harmanlayın..yanlış anlaşılmasın... ya da sktredin!!!

Ziyaretçi

#277 DEVLETIN DINI OLMAZ.

2012-02-11 05:47

Devletlerin dini olmaz,esit haklara sahip vatandaslari olur.O vatandaslardan bazilarinin tavir,tutum,inanc,cinsiyet,cinsel tercihleri,siyasi konumlari ve milliyetleri,devleti temsil edenlerin hosuna gitmese bile,O temsilciler herbir vatandasina ESIT uzaklikta bulunmak zorundadir.Aksi halde,DEMOKRASIDEN bahsedilemez.

Ziyaretçi

#278

2012-02-11 05:57

Cok guzel ifade edilmis, sagolun varolun
1903crazyhorse

#279 Re:

2012-02-11 06:42

1903crazyhorse

#280

2012-02-11 06:52

yaa arkadaşlar,tayyib ağanın nesine yanıt,,onu bi anlasam 1
konuyu ülkenin elindekilerin ya da elinde bulunmayan,bulunamayan,bulundurulmaması karşılığında ancak idame-i hayat mı desem,mevkii mi desem çıkar o da,,,,gibi olasılıkları göz önünde bulundurma mıdır 2 .......şimdilik 2 lise mezunuym ben sorun olmaz heralde...
şakamı da yapiim:aksi halde sizi cezalandırmak zorunda kalıciim!! keh keh..
Evrensel Agnostik

#281 Son dönem hakkında

2012-02-11 10:22

Tehlike gittikçe büyüyor. Son dönemde yaşanan olaylar da gösteriyor ki bu ülke diktatörlükle yönetilmeye başlandı. Bağımsız devlet olamadık hep dışa bağımlı bir devlet olduk, Korporatizm ve daha niceleri bizi birçok yere bağlı bir iştirak haline getirdi. Hiyerarşi geleneksel yapıyla birebir bağlıdır. Geleneksel Türk aile yapısındaki diretme, dindar gençlik yetiştirme, asi gençlik istememe hep bu hiyerarşik düzeni dolayısıyla daha makro-hiyerarşik düzenleri korumaya yönelik bir tutumdur. İtaatkâr, anne babasının sözünden çıkmayan genç bireyler özgürlüklerini kaybederler. Evrensel olarak (hayır küresel değil, küreselleşme tamamen dünyanın bir "pazar, piyasa, market" olarak görülmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.) korunması, korumamız gereken değerler vardır ve bu değerlerin tanımını yaparken bile öyle geniş tanımlamalıyız ki herkes için ortak ve kabul edilebilir olsun. En önemli değerler özgürlük, vicdan ve irade özgürlüğü... Hiç kimsenin özgürlüğüne halel getirmeden kendi özgür iradenle, hiç kimsenin etkisi altında kalmadan kendi fikirlerini, kararlarını gerçekleştirebilmek... Ateist, Agnostik, Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, Ermeni, Bosnalı, Kürt, Türk, Türkiyeli, siyah-beyaz, güzel-çirkin, zengin-fakir herkesin ortak bir noktası var: İnsanlık... İktidar sahipleri (çok dar düşünülmemeli bu kavramın yanında gizli iktidar da var dünyayı yöneten "gizli" güçler masonlar, silah üreticileri, uyuşturucu sektörü ve kadın ticareti de unutulmamalı. Siyaseti yöneten asıl iktidar sahipleri bunlardır. Devlet liderleri birer kukladır ama bizim lider biraz daha akıllı! çıktı kendi çıkarları için hem Avrupa Birliğine hem IMF'ye taviz vermesi yetmiyor bir de kendi halkına zulüm ediyor zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapıyor ve sokaktaki evsiz çocuk üzerinden bile kendini haklı çıkarmaya çalışıyor. Son birkaç gündür kar yağıyor hava sıcaklığı sıfır santigrat dereceye yakın. Bu soğuklarda kalın montunu giyip otobüs durağına kadar giderken bile ne kadar çok üşüyoruz değil mi? Ben bu soğukta durak kenarlarında kıvrılmış çocuklar gördüm eminim hiçbir çocuk asilik marjinallik yapacağım diye incecik kıyafetlerle ısınmak için otobüs duraklarının bir kenarına kıvrılmaz... Biraz uzattım biliyorum çok sıkkın canım bu olaylardan ve ülkenin nereye gittiğini çok iyi biliyorum olacak olayları kestirmek o kadar da zor değil. Niyet kötü olunca olaylar farklı da olsa sonuç her zamanki gibi yine aynı olacak... Lafı çok uzattım son olarak bir iki şey daha söyleyip bitireceğim. Bu fantastik olaylardan ikisi gidişatın ne yönde olduğuna dair ibret verici ipuçları veriyor: Birincisi Genel Sağlık Sigortası (Herkesin okumasını tavsiye ettiğim bir rapor var burada da paylaşmak istiyorum izninizle http://www.bagimsizsosyalbilimciler.org/Yazilar_BSB/BSB2006_Final.pdf) Bu rapor 2006 yılında yayınlandı rapor başlığı "IMF GÖZETİMİNDE ON UZUN YIL, 1998-2008: FARKLI HÜKÜMETLER, TEK SİYASET" Bu rapor çok kapsamlı olarak ele alınmış. Gerek AKP olsun gerekse AKP'den sonra gelecek hükümetler olsun IMF, Dünya Bankası, NATO gibi kuruluşların Amerika dışındaki devletlerden kendi çıkarları doğrultusundaki taleplerinin ardı arkası kesilmeyecektir. Bizim Küreselleşmenin olumsuz sonuçlarına karşı mücadele vermemiz gerekiyorken çok saçma sapan bir şekilde içişlerimizle uğraşıyoruz. Bunun da kasıtlı yapıldığını ve dış güçlerin parmağı olduğunu düşünüyorum. Her ülkenin kendine özgü Aşil tendonu vardır. Türkiye'de de var bundan İran, Kazakistan, Rusya, Çin, Avrupa, Asya... Zayıf noktası dini, siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel bunların kombinasyonları olabilir ama dünyayı yönetenler bu zayıf noktaları çok iyi bilerek ajanları vasıtasıyla bu zayıf noktaları tetikliyor maalesef... Ne yazık ki bunları bilmek bir işe yaramıyor değişim istiyorsak bir şeylere bir yerden başlamamız gerekiyor. İnsanlık için tek bir nesil bütün dünyayı değiştiremez ama eğer idealleriniz büyükse bu idealler ve felsefe nesilden nesile aktarılarak devam ettirilebilir. Bizim de bunda bir payımız olsun istiyorsak hiç vakit kaybetmeden elimizden geleni yapmalı, insana yaraşır şekilde yaşamalı, yaşatmalıyız, kişisel çıkarlarımızı artık unutmalı, nefret ve ayrımcılık yerine sevgi ve vicdan sahibi olmalıyız. Eğer bir devlet başkanı, yönettiği devlet her ne yapıda olursa olsun, iyi bir nesil yetiştirmek istiyorsa o çocukların dedelerini, annelerini, babalarını, akrabalarını cehaletten kurtarsın önce... Gençlerin "asi, söz dinlemez, marjinal" olmasının temel nedeni ev ortamı, aile yapısı, yaşadığı yer yani çevresel faktörlerdir. Hepimizin bildiği gibi çevresel faktörler her zaman bizim kontrolümüzde değildir. Hiç kimse annesini babasını seçemez. Özel bir hastanenin tam teşekküllü ameliyathanesinde doğum yapan bir annenin bebeği ile genelev ya da striptiz kulübünde zorla düşük yaptırılan bir annenin bebeği kendi kaderlerini yine seçememiştir... Genel Sağlık Sigortasından nereye geldim yine lafı uzattığım için özür dilerim. Blog yazısı gibi oldu ikinci olayı da anlatayım bitsin :) Yakın zamanda İlker Başbuğ ve daha niceleri tutuklandı. Anayasa'ya göre Anayasa Mahkemesi yetkili yargı mercii olmalıydı ama ne hikmetse savcı ve nöbetçi hâkim İlker Başbuğ'u terör örgütü kurmakla itham ediveriyor ve hikâye başlıyor... Daha doğrusu hikâyenin seyri değişiyor olaylar gelişiyor demek daha doğru. Tutukluyken az kafa yormamışlardır bu tutukluları nasıl yargılasak ne bahaneyle yargılasak diye karar bağımsız bir adalet kürsüsünde değil kuliste verilmiştir hem de kararı verenler bağımsız hâkimler değil başka makamlardır. Özel Yetkili Mahkeme'de yargılanmasının bir sebebi vardır ve saire... Söyleyeceğim çok şey var çok doluyum bu konuda sayfalar dolusu ve yüksek sesle ağız dolusu küfürler etmek istiyorum ama kendimi tutuyorum olabildiğince saygı çerçevesinde yazmaya çalıştım umarım kimse gücenmez yazdıklarımdan. Bu yazıya gelebilecek tepkilerin hepsini biliyorum şimdiden birkaçını söyleyeyim. 1) Benimle yazının büyük bir kısmı üzerinde aynı fikirde olacaksınız, hak vereceksiniz, okurken sizinle taban tabana zıt fikirler de öne sürmüş olsam yine de saygı duyacaksınız çünkü tebrikler siz de bir insansınız ve insanlığınızdan hiçbir şey kaybetmediniz 2) Okuduğu kendisine ve/veya çıkarlarına fazla/zararlı/aykırı gelecek bana karşı aşırı nefret besleyecek 3) Hiçbir tepki vermeyecek hatta yazımı okuma zahmetine bile katlanmadığından yazarın kendisine bile yazısında yer verdiğini hiç bilemeyecek 4) Okuyacak belki sonuna kadar okuyacak hem de ama okuduğunu anlamayacak... Hiçbirini aklı almayacak çünkü daha önce hiç öğrenmemiş, okumamış, adını bile duymamış... Belki ailesi öğrenmesini istemedi daha küçükten başını örttü eline verdi kitabı yallah kuran kursuna belki kendisi istemedi okumak belki çevresi bilemeyiz ama şöyle bir gerçek var dünyanın her yerinde cehalet çok büyük cahil çok insan var ve dünyadaki gizli güçlerin bir denge politikası bu... Kendilerine son derece kaliteli eğitim almış, zeki, IQ'su tavan yapmış "nitelikli, vasıflı" elemanlar seçerken, eğitirken bir taraftan da halkı cahil bırakıyorlar. Türkiye'de AKP'nin seçilmesinin birinci nedeni cehalet. AKP'de bunu çok iyi biliyor. Aldığı oyların nereden geldiğini biliyor. Köyler, kasabalar, ücra köşeler ve kendi söylemiyle "hem modern hem dindar" destekçileri. Nohut, bulgur, kömür, altın, dini söylemler ve sair...

Ziyaretçi

#282

2012-02-11 12:16

bir imza ile namus kurtulur mu ?
kurtulur be arkadaş !

Ziyaretçi

#283

2012-02-11 13:01

Artık susmanın zamanı değil,Onursuz ve şuursuz insanlar topluluğuna dahil olmamak için mücadele

Ziyaretçi

#284

2012-02-11 14:46

Farkliliklarimizin bu toraklarda yaşayan insanların en buyuk zengiligimiz olduğunu bilincinde olarak cikarlari icin düşmanlik nedenleri haline getirerek konumlarin güçlendirmeye çalışmaları kısa vadede güç edinmiş olabilir ,diğerlerini yok etmek ,farklilastirmak kendine benzetmek çabaları insanlik tarihinde diktatörlükyönetimleri olarak anilmak.Başbakan ve kabinesi dünyayı bir imparatolukla yönetmeyi sürdüren ABD ile olan girift ilişkileri ,hem kendi sonunu hemde ülkenin geleceğini uzun yıllar telafisi zor sorunlarla karşı karsiyabirakacaktir.Yakın komşu ülkelerde ve ortadoguda farklılıklarini düşmanlık olarak algılayan gelişmemiş topluluklar bir birbirlerinin fiziki varlığını ortadan kaldırarak sorunu çözeceklerini düşünürken en kötü sonucu kedileri yaşıyorlar .Başbakan söylemleri ve uygulamaları ile ülkedeki farklılıklari derinleştirici yolda ilerlemesini sürdürmetedir,bu gelişmelerin bir ileri aşaması olan fiziki varlıklarının ortadan kaldırılması aşaması pek uzakta olmayan aşama onun ortam ölçümlerini yapıyor o zihniyet .Dilerim ben yanilirim.

Ziyaretçi

#285

2012-02-11 16:10

Beyinsiz bir Türkiye istemiyorum.

Ziyaretçi

#286

2012-02-11 16:38

dinlerarası eşitlik saglanamadıgını ve eşit davranılmadığını diyanet işleri gibi bir kurumun (gereksiz)varlığından dahi anlamalıyız.bu ülkenin yaşayanı olarak artık bu sıradanlıktan kurtulmamız gerek diye düşünüyor ve siz degerli hocalarımın,dostlarımın bu kampanyaya dahil olmasını en içtenlikle talep ederim.

Ziyaretçi

#287

2012-02-11 16:51

...

Ziyaretçi

#288 Re:

2012-02-11 17:02

#285: -

 

bizde, ''akla tapan'' beyinsiz istemiyoruz bu ülkede..ne olacak şimdi? bir kan banyosu olan Fransız ihtilalilinin sapık amentüsü olan aydınlanmacı kafalardan gelen zarar bu ülkede hiç kimseden gelmedi..Türkiyede  80 yıldır aydınlanmacı kafaya uygun nesiller yetiştirmek için taa kreşlerden başlayıp doktora programlarına kadar kapsamlı bir tornalama yapılıyor...

İnanmayan yukarıda yazan insanların kimliklerini ve yazdıklarını tekrar okusun da baksın bakalım birbirine benzeşen fikirlerin arasında tek bir farklı cümle bile varmı acaba? hepsi birbirinin aynı..

İnsanları zorla ''modern,çağdaş,batılı'' yapmak için etmedik zulümler yapanların feryatları zerre kaale alınacak değildir... Sizin dünyanız Taksim-Nişantaşı arasına sıkışmış..Oradan dışarı çıkmayın bizlerede karışmayın bu kafi...

 

 


Ziyaretçi

#289

2012-02-11 17:03

Akıl ve vicdan sahibi gençler yetiştirmeliyiz. Asgari müşterek budur. dindar olur veya olmaz, herkesin tercihi farklıdır.
Evrensel Agnostik

#290 Re: Re:

2012-02-11 18:19

#288: - Re:

#281 okumanı tavsiye ederim Batıyı, Amerika'yı, Avrupa Birliğini, Dünya ve Türkiye üzerindeki otoriteyi eleştiriyorum. İnsanlığın galip gelmesi gerektiğini düşünüyorum ama allaha tapacağıma akla taparım bu da bireylerin kendi tercihidir. Benim nasıl allaha tapan beyinsiz istemiyorum bu ülkede deme hakkım yoksa sizin de "akla tapan'' beyinsiz istemiyoruz bu ülkede" deme hakkınız yoktur. İhtilaller, devrimler kansız olamaz... Fransız İhtilalinin olumsuz yan etkileri de oldu Milliyetçiliğin güçlenmesi gibi... Ama zulüm gören bir halkın otoriteye karşı neler yapabileceğini ispat etmesi bakımından çok önemli bir devrimdir. Size karışan yok efendim ama devlet bize karışıyor... Wikipedia'da Fransız İhtilalini Hazırlayan Sebepler başlığında şu iki cümle çok dikkatimi çekti: "Devrimci düşünce, ülkede köklü yapısal değişikliklere gitmek gerektiğine inanan katmanlar arasında yayılmaya başlamıştır. Merkezi otorite ülkenin içinde bulunduğu evrimsel süreci kavrayamamış ve eski yöntemlerle sorunları halletme yoluna yönelmek istemiştir." Aynen bizim içinde bulunduğumuz rejim de şu an yaşanmakta olan bilinçlenmeyi evrimsel süreci kavrayamadığı, aile yapısından bile haberi olmadığı gibi... İfadeler ve tanımlar hep bakış açısının ürünüdür. Tanımlayan kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. "Modern" ve "Çağdaş" kelimelerini de bu bakış açısıyla bakmanızı öneririm. Batılı ya da Doğulu olmadan sadece İnsan olarak modern ve çağdaş olunamıyor mu? Akıl, aydınlanma gibi kavramları yüceltildiğinizde sadece John Locke mu geliyor aklınıza? Magna Carta ve diğer bildiriler belki bunun temelini oluşturuyor ama unutmayınız eskiden çok ileri medeniyetler de vardı savaş nedir bilmeyen sadece kendilerini savunmak için asker bulunduran... Akıla ve bilime önem veren ve onlar Batılı değillerdi...


Ziyaretçi

#291 Anayasanın 24. Maddesi ve Dindar Gençlik hakkında

2012-02-11 19:24

Başbakanın bu sözlerini tehlikeli buluyorum: "BİR HEDEFE YÜRÜYORUZ: Bu hükümet muhafazakar demokrat bir hükümettir. Dünyanın hangi ülkesine bakarsanız bakın her iktidarın belli hedefleri vardır. O ülkedeki gençlik üzerinde, insanlar üzerinde hedefleri vardır. Anayasamızın 24. maddesi bu görevi verir. Bu devlet şu anda hükümetimizin elinde bir hedefe doğru yürüyor" demiş başbakan tinerci bir gençlik mi istiyorsunuz? diye de sormuş... Anayasa'dan bir örnek de ben vereyim hem de "Anayasamızın" aynı maddesinden yani 24. Maddenin devamından... "Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz." bak başbakanım ne diyor? İstismar edemez, kötüye kullanamaz diyor. "Fatih Projesi" ilginç bir proje evet...

Ziyaretçi

#292 Re: Re:

2012-02-11 19:44

#288: - Re:

Artık biz bile ezber ettik bu zihniyeti ve söylemlerini, sizin diliniz kurumadı dillendirmekten.

Kemalist değilim. CHP'ye de günahımı vermem.

Taşralıyım, Nişantaşı'nı Avrupa Yakası dizisinden biliyorum.

Batı modernizmini savunmuyorum, aksine her ülkenin kendi kültür dinamiğine inanıyorum.

Ne türbana, ne de takkeye karşıyım. Dahası, türban yasakçılarının tam karşısında yer almışımdır her zaman. Türbanı değil, insan hakkını savunduğumdan.

Asıl tektipleşen zihniyetin sizinki olduğunu, gözünüzde herkesi ve her şeyi öcüleştirdiğinizi, hiçbir eleştiriye tahammüllünüzün olmadığını, "laiklik" dendiğinde sanki bu tek bir partinin tekelindeymiş gibi ciyak ciyak bağrışarak karşınızdakileri etiketlediğinizi, kendi tektipleşmenizi karşınıza aldığınız, dahası itip ötelediğiniz kim varsa aynı kefeye sıkıştırmaya çalışarak bu tektipleşmenizi ve zihin tutulmanızı mazur göstermeye çalıştığınızı görmek o kadar basit, ve bir o kadar da üzücü malesef. Hepimiz için, ülkemiz için.

Tekrarlıyorum: ne Kemalistim, ne de din düşmanı. Sunduğunuz mantalite malesef bunu anlamlandıramayacak kadar sığ görünüyor; umarım daha derin düşünebilir ve "çoğunluğuz" diye diye kendinizi daha da ötekileştirmezsiniz.

 

Bir abla

#293

2012-02-11 22:22

Bu metni hazırlayan sevgili gençler, Hapse atılan akademisyenleri sayarken Büşra Hoca'yı yazmışsınız da, Hocaların Hocası olan Yalçık Küçük'ü, sizler gibi genç akademisyen Mehmet Perinçek'i yazmamışsınız. Sİzler de görmezden gelmeyin, ayrım yapmayın. Düzeltme yaparsanız ben de metni imzalayacağım.
Solcu

#294 Re: Re: Re:

2012-02-11 22:39

#232: UFuckingKiddingMe - Re: Re:  

 Tipik kemalist. Bu fasist kemalistlerle beraber bir mektuba imza atmayi icime sindiremiyorum. Gercekten ozgurlukten yana olan kimselerin de hep fasist olmus ve oyle kalacak olan kemalistlerle birlikte olmalarinin sonucunda, iyi niyetlerinin kurbani olacagi kanaatindeyim. Kemalistler ellerine gececek ilk firsatta gercek solculari arkadan vuracagina eminim. 

Sahtekarlik

#295 Re: helal olsun

2012-02-11 22:50

#250: kemalist değilim! - helal olsun 

 Kesinlikle katiliyorum, cok guzel ozetlemissiniz. Kemalist nesil yetistirmekten rahatsiz olmayan kemalistlerin, dindar nesil yetistirilmesinden rahatsiz olmasi kemalistlerin maskelerini dusurmektedir.


Ziyaretçi

#296

2012-02-11 22:59

yazinanlar katilmak hazirlayanlarin elierine saglik

Ziyaretçi

#297

2012-02-11 23:09

görüşlerinize aynen katılıyorum.

Ziyaretçi

#298 Re: Re: Re:

2012-02-11 23:29

#232: UFuckingKiddingMe - Re: Re:

türkiyede sadece türk yok.belki sende türk degilsin!!!nereden gelip nereye gidecegini biliyormusun???

nekadar üzücü böyle dar düsündügün icin.

ben türk mürk degilim.

rumum ve rum kalacagim.asimilasyonun  ve milliyetciliginde hep karsisinda olacagim.


Ziyaretçi

#299

2012-02-11 23:45

dindar gençliğin anasını avradını, peygamberini, allahını-kitabını götünden sikeyim, teşekkür ederim

Ziyaretçi

#300

2012-02-11 23:55

ateizmi vurgulamadan bir dilekçe yazılmış olsaydı, eminim daha çok kişi imzalardı ki ben de tereddüt ettim. insanları dindar ve ateist diye ayırmayın arada inanan ama eleştirel bakabilen başka insanlar da var.