Alakır Nehri'ndeki hukuksuzluğa karşı


Ziyaretçi

/ #10 HES Nedir?

2013-02-22 11:09

Kaynak: http://www.alakirkurce.com/

İyisiyle kötüsüyle …HES

HES ( Hidro Elektrik Santrali) , yeni bir kavram olmayıp dünyada ve ülkemizde 1950’li yıllardan beri yapılmakta olan elektrik üretim tesis türlerinden birisidir. HES’ler, su biriktirmeli ( barajlar) veya biriktirmesiz ( nehir tipi) yapılabilir. Devletimizin finans olanakları ve planlaması doğrultusunda , ilk önce stratejik açıdan ve üretim miktarı itibarıyla yüksek öneme haiz projeler yapılmış ( Örn : Keban, Oymapınar barajı vs). daha sonrasında ülkenin diğer hidroelektrik potansiyelinin değerlendirilmesi için 4628 saylı kanun düzenlenerek özel sektörün ve sermayenin , hes yatırımlarına yönlendirilmesi sağlanmıştır.

Devletimizin ilgili kurumlarınca , hes yapılacak havzalar ve dereler planlanırken , bir santral projesinin, çevresel açıdan ne gibi olumsuz etkileri olabileceği, bu olumsuz etkilerin kontrol edilip edilemeyeceği, havzanın ekolojik yapısına , bölgedeki sosyo-ekonomik yapıya , tarım ve zirai faaliyetlere ne gibi etkileri olacağı tam olarak öngörülmeden, projeler ihale süreçlerinden geçirilerek inşaatlara başlanmıştır. İnşaat sürecinde Sivil toplum kuruluşları ve müdahil kişilerce başlatılan hukuki girişimler neticesinde ekolojik, sosyal ve ekonomik bazı problemler baş göstermiştir. Her geçen gün, yaşanan problemlerle ilgili olarak , kurumlarca birtakım düzenlemeler yapılmakta ve bu surette daha doğru mecralarda problemlerin giderilmesi sağlanmaktadır.

Ancak , her alanda olduğu gibi , ülkemizde de bu sektörde haksızca nemalanan , birtakım çıkar ve meslek grupları oluşmuştur. Son günlerde “HES “ kavramı ideolojik veya siyasi bir çatışmanın argümanı haline gelmiştir. Bilinmelidir ki , enerji üretimine yönelik herhangi bir tesis için yatırım yapmak isteyenler, bu süreçten en zararlı çıkan kişilerdir. Eksik planlama, yetersiz ÇED denetimlerinden, kamulaştırma davalarına kadar tüm bu süreçte , yatırımcı şirket ile halk karşı karşıya gelmiştir.

“HESLER İYİMİDİR? KÖTÜMÜDÜR? “ Yararlımı ,zararlımı ? gibi soruların pratik bir cevabı varmış gibi hareket edilmemelidir. Örneğin

İnsan iyi midir? Kötümüdür?
Televizyon, yararlımıdır zararlı mı?
Şehir, iyi midir kötü mü ?
HES’ler için de aynı bakış açısı sağlanmalıdır.

İyi insan , kötü insan olabileceği gibi, aynı kişi bile bazen iyi ya da kötü davranabilir. İçinde gezerken içinizin ferahlayacağı, peyzaj ve mimari şekli ile muhteşem şehirler olduğu gibi , daracık sokaklarda eski , şekilsiz yüksek binalar olan iç bunaltıcı bir mahalle de şehrin bir görüntüsüdür. Çok yararlı öğretici TV programları olduğu gibi, izleyiciyi duygusal olarak bağımlı haline getiren , insanların kendi hayatlarından vazgeçirip ekran karşısına bağlayan , son derece lüzumsuz TV programları da vardır. Dolayısıyla bu kavramlar kendi başlarına “iyi” ya da “kötü” olmazlar. Daha doğrusu bir kavramın özelliği, kişinin onu nasıl algıladığı ile şekillenir.

HES’lerde şehirler gibi , diğer herşey gibi iyi yapılırsa daha yararlı, kötü yapılırsa daha zararlı olabilir. Bununla beraber; kişisel ölçekten , toplumsal ölçeğe , kamu yararı açısından konu değerlendirilecek olursa ;

- Elbette HES lerde de, her türlü diğer tesisler in inşaatında olduğu gibi , inşaat sırasında az ya da çok çevresel tahribat oluşmaktadır. Bu tahribatın büyüklüğü ile HES’in yararı , ehil uzman ve kurumlarca , akıllıca planlanmalıdır. Oluşacak tahribat, inşaattan sonra yapılacak rehabilitasyon çalışmaları ile ortadan kaldırılmalıdır.

- Enerji üretimi az ve çok olan iki ayrı HES projesinin inşaatı sırasında, oluşacak çevresel tahribatın büyüklüğü birbirine genelde yakındır. Bu nedenle, misal : 2 MW gücünde 5 adet HES projesi yerine 10 MW gücünde tek bir projeye ihalelerde öncelik tanınması, inşaat sürecinde denetim ve diğer ÇED uygulamalarının işlerliğinin gözlenmesi suretiyle sorunların ve çözümlerinin , denetim mekanizmalarının zaman içerisinde oluşturulması, akabinde daha sorunsuz ve tecrübeli bir şekilde lüzumlu olan diğer projelerin yapımı sağlanmalıydı. Bu böyle olmadı.

- HES’lerin ürettiği enerji miktarı iddia edildiği gibi düşük değildir. Ülkemizin enerji tüketiminin % 30-40 oranında hidroelektrik kaynaklardan karşılanmaktadır. Nehir tipi santrallerin üreteceği toplam enerji miktarı nispeten düşük olsa da , kamuoyuna yanlış bilgilendirme sonucunda bu tür santrallerin “fiktif” yararları bilinmemektedir.

- Ülkemizde , enerji nakil hatları ile enerjinin , kaynağından tüketildiği noktaya erişimde uğradığı kayıp ortalama % 30’un üzerindedir. Bu oran, tüm enterkonnekt ağ içerisinde farklı noktalardan enerji girişi yapılması durumunda ancak azalabilmektedir. Nehir tipi HES’ler , düşük kapasiteli de olsa ,ülkenin her yerinde dağınık olarak yapılması durumunda , enerji kayıplarını azaltan çok önemli bir unsur olacaktır.

- Elektrik enerjisi, evsel amaçlı ve ayrıca sanayide kullanılmaktadır. Özellikle sanayi tesislerinde , “firm” denilen “güvenilir” enerji , yani , kesintisi olmayan, belirli bir zaman aralığında üretimi ve miktarı kesin olan enerjiye ihtiyaç duyulmaktadır. Enerji üretim türleri açısından; “güvenilir” enerji üreten doğalgaz, hidroelektrik , nükleer , biogaz vs. gibi kesintisiz tesislerin belirli bir kapasiteyi sağlaması, arz güvenliği açısından zaruridir. Ülkemizde nükleer santral olmadığı için güvenilir enerji üretiminde hidroelektrik ve doğalgaz santralleri ön plandadır. Doğalgaz; yerli olmayan , ülkemize maliyeti yüksek olan bir enerji kaynağıdır. Bunların dışında; yenilenebilir kaynaklardan olan rüzgar santralleri ( RES) , güneş enerji santralleri (GES), güvenilir enerji üretimi mümkün olmayan santrallerdendir. Bir ülkenin rüzgar ya da güneş enerji potansiyelinin % 100 oranında kullanabildiğini varsayımında bile; güneşin açmadığı bulutlu havalarda , ya da rüzgarın esmediği zamanlarda, ekonominin belkemiği olan sanayi tesislerinde üretim yapılması beklenebilir mi ? İşbu nedenle, rüzgar ya da güneş, kaynağı itibarıyla temiz ve yenilenebilir fakat güvenilir miktarı sağlamayan üretim tesisleridir.

- Gelişmiş ülkelerde hidroelektrik potansiyellerin büyük oranda değerlendirildiği, kamu yararı olan tüm HES’lerin yapıldığı görülmektedir. 1970 – 80’li yıllarda bu süreçler tamamlanırken bir yandan rüzgar , güneş santralleri , bir yandan da güvenilir enerji arzını karşılama maksatlı nükleer santraller tüm gelişmiş ülkelerde yapılmıştır. (Maalesef)

- Bir HES tesisisin yapımı sırasında oluşan çevresel tahribatın kontrol altına alınabildiği düşünülürse , bu tahribattan başka hiçbir zararı bulunmaz. Uluslararası kabul görmüş KYOTO protokolünce , enerji kaynağı itibarıyla yenilenebilir bir enerji üretim şekli olarak tanımlanmıştır. Suyun belli bir yükseklikten düşürülmesi ile kazandığı hızı ile dönen bir türbin-generatör sistemi ekipmanı ile hız enerjisinden elektrik üretilir. Bu işlem sırasında suya hiçbir zararlı madde karışmaz.

- Örneğin : 1 metreküp/saniye akıma sahip bir derede , 100 metre yükseklikten düşürülmesi ile 1 MW kurulu gücünde bir HES’te bir yılda üretilebilecek enerji 8 640 000 kwh civarındadır. Aynı miktarda enerji üretimi için bir termik santralde yılda 6900 ton karbondioksit zehir olarak atmosfere salınacaktır. Bu fonksiyonu itibarıyla , HES tesisi , hektarlarca ormanın fonksiyonunu yerine getirmiş olacaktır.