Genç Akademisyenlerden Başbakan'a Yanıt


Ziyaretçi

/ #125 mustafa nazif

2012-02-09 18:40

hayır gerçekten ciddi akademisyenlmer olarak çıkıp özgürlğü savunsanız eyvallah diyeceğim... ama tamamen maksatlı... dediğim gibi; bu ülkede insanlar inançlarından dolayı işinden olurken, ordudan atılırken, bazıları bu sebepten intihar ederken, laiklik gerekçesiyle insanları ordudan atarken, eğitimlerini engellerken, "neredeydiniz" uşaklar?

yoktunuz... çünkü sizler hiç bir zaman samimi değildiniz ve asla olamayacaksınız...
şimdi ne oldu?... elbette ki her devir gibi devriniz kapanıyor...
hazımsızlığınızın sebebi de bu...

ciddi akademisyen bu ülkenin sosyal gerçeklerini gözardı etmez...
ciddi akademisyen, eğer "özgürlük" ve "haksızlık" diyorsa, bunu toplumun bütün kesimleri için aynı orantıda düşünür... benim de temennim bu yönde... fakat bu türkiyede hiç birzaman böyle işlemedi... örneğin bu ülkenin X vatandaşı başı örtülü olduğu için okuyamıyorsa, bir ateist bile olsanız, hak namına, insanlık namına özgürlük namına onu da savunmalıydınız... ancak ve ancak o zaman sizin samimi olduğunuza inanabilirdik... şimdi sadece bir komedi izliyoruz...

bu ülkede yüz yıldır yapılanların sonucunda ciddi anlamda kendinize düşman edindiniz.
edindiğiniz için de samimi olsanız dahi samimiyetinize asla inanılmayacak duruma geldiniz.

hrant yargılanırken neredeydiniz peki?
sahi, o zaman da yoktunuz siz.
kör ölür badem gözlü olur misali, öldükten sonra savunmaya başladınız.
sizler işte bu kadar samimisiniz.
öldükten sonra hepimiz hrantız diye ortaya çıktınız.
ha; bir de ermenileri öldürdük özür dileriz diye imza atan aydın ukelaları da vardı bu ülkede onlar nerede şimdi?...
şimdi hepimiz tinerciyiz diyorsunuz.
sokakta bir travesti öldürülse hepimiz travestiyiz diye sokağa çıkacaksınız.
sürü psikolojisi!

ben daha düne kadar kardeşimin işyerini ararken selamun aleyküm diyemiyordum.
türkiyenin durumu buydu anlatabiliyor muyum?
başörtülü bir ablam; lojmanda oturan kardeşinin evine hayatı boyunca hiç gitmedi... yani öz kardeşinin evine... neden? çünkü çarşaflıydı?...
hani özgürlük?
hikaye....

size yazacak çok şey var ama hakikaten değmiyorsunuz.
sizler sadece canımı sıkıyorsunuz...
hani hakikaten bir şey yapacağnızı bilsem neyse:
cürmünüz kadarsınız işte!